Hi-fi meraklısıysanız kulağınız "iyi" sese alıştığında bunu farklı ortamlarda da arıyorsunuz. Bilgisayar başında çalışırken veya sadece internette gezinirken bir yandan güzel müzik dinlemek istediğinizde çoğunluğun tercihi, kulaklıkları takıp Dünyadan soyutlanmak oluyor.
Ben kulaklık ile müzik dinlemeyi tercih etmiyorum. Bilgisayarıma bağladığım muhtelif hoparlörlerden de bugüne kadar tatmin edici ses alamadım. Beklentimin biraz yüksek olduğunu da itiraf etmeliyim.
Bir tavsiye üzerine, çalışma odamdaki bilgisayara bağlamak için "stüdyo monitörü" denilen sınıfın küçük boyutlu modellerini inceledim. Stüdyo monitörü, ses kayıt stüdyolarında yapılan kaydı dinlemek için kullanılan, olabildiği kadar düz bir frekans bandına sahip ve genellikle oldukça pahalı hoparlörler. Çoğunlukla aktif tipte üretiliyorlar, yani hoparlör kabininin içinde kendi amplifikatörü var.
Amatör veya evinde çalışan müzisyenler küçük bir odayı kayıt stüdyosuna çevirme imkanına kavuşunca stüdyo monitörlerinin boyut olarak küçük ve fiyatı çok daha makul çeşitleri üretilmeye başlanmış.
Müzik kaydı yapmıyorum, sadece yukarıda bahsettiğim gibi çalışma odamda bilgisayarımın başında kaliteli müzik dinleyebilmek amacındayım. Bu sebeple küçük aktif monitörleri araştırdım. Pek çok marka var: Yamaha, Tascam, Genelec, Mackie, Dynaudio, Pioneer, M-Audio, Presonus vs.
Bütün modeller içinde boyut olarak en küçüğü ve en hesaplılarından biri Tascam vl-s3. Bu hoparlörler ile şansımı denemeye karar verdim.
Hoparlörlerin boyutu Logitech ve benzeri bilgisayar yan ürünü üreticilerinin modelleri kadar küçük diyebilirim. Ancak bilgisayarımın kulaklık çıkışına bağlantı yapıp sistemi çalıştırdığımda doğrusu ağzım açık kaldı; küçücük kolonlardan çıkan ses inanılmazdı. Bu şekilde uzun süre kullandım Tascam hoparlörlerimi.
Bilgisayar faresini yanına getirince hoparlörlerin küçük boyutu daha iyi anlaşılıyor. Pek gösterişli bir tarzı da yok minik canavarların.
Tabii, bunlar yakın alan hoparlörü olarak adlandırılıyor. Yani bilgisayarın karşısında oturduğunuzda, hoparlörler size fazla uzak olmadığında işlerini hakkıyla görüyorlar. Hem frekans bantları çok geniş, hem de stereo sesi üç boyutlu olarak önünüzde çok iyi canlandırıyorlar. Uzaklaştığınızda bu performans düşmeye başlıyor.
Hoparlörlerden o kadar memnun kaldım ki, bir ileri aşamaya geçtim ve zaten elimde olan Teac UD-301 harici DAC (dijital-analog dönüştürücü) ile kullanmaya başladım. Bilgisayarın USB bağlantısından sesi dijital olarak DAC'a ulaştırıp, oradan da RCA kablo ile hoparlörlere bağladım. Ses iyice berraklaştı, güzelleşti.
Sistem şöyle görünüyor.
Kulaklık kullanmadan, gerçekten kaliteli kişisel müzik dinletisi için masaüstü monitörler çok iyi bir alternatif. Tek olumsuz yanı, müziğin güzelliğine kendinizi kaptırıp yaptığınız işe odaklanamaz hale geliyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder