istanbul

istanbul

İzlenimler: Kefalonya

Yunanistan ana karasının İtalya'ya bakan tarafında, İyon Denizinin yemyeşil adalarından biri olan Kefalonya'dayız bu kez. Güneyden Kuzeye doğru dizilmiş Zakintos, Kefalonya, İthaki, Lefkada ve Korfu bizim açımızdan "Diğer Yunan Adaları"nı, yani Ege'ye ait olmayanları ifade ediyor.

İsterseniz haritaya bir göz atalım.


Google haritalardan alınmış bu karede kırmızı okla işaretli olan ada Kefalonya. Ulaşmak için biraz zahmetli ancak bir o kadar da keyifli bir yolculuk gerekiyor. Mora yarımadasının en batısındaki Kilini limanından feribota atladığınızda üç saatten az bir yolculuk ile Kefalonya'nın Lefkes kasabasına varıyorsunuz.

Adanın sizi karşılayan ilk görüntüsü feribottan Lefkes manzarası.


Dağlık ve yemyeşil bir ada var karşınızda. Tepeleri 1600 metrelere yaklaşan dağlar adanın yollarının daracık ve kıvrım kıvrım olmasının sebebi. Pek çok yerde karşı karşıya gelen iki araç yanyana zar zor geçebiliyor. Kefalonya (Kefalonia veya Cephalonia olarak da adlandırılıyor) yeşilliği ve dağları kadar depremleriyle de ünlü. Ada çok aktif bir fay hattının üzerinde duruyor. Meraklıları için hemen bir not düşeyim: Louis de Bernieres'in romanından sinemaya aktarılan Corelli'nin Mandolini filmi burada geçer ve filmin sonundaki deprem sahnesi malumunuzdur.

Biz yine dönelim keşfedilecek yerlere. Adanın merkezi güneybatıda bulunan Argostoli. 30,000 kişilik ada nüfusunun yaklaşık 10,000'i burada yaşıyor. Merkez olmasının dışında görülecek yerler listesinin üst sıralarında bulunmuyor Argostoli. Konaklamak için önerilecek yerlerin başında yine batı sahilinde bulunan güzeller güzeli Asos köyü var. Küçücük bir yerleşim yeri olan Asos sizi çok uzaktan bile etkiliyor.

Dik yamaçlarda kıvrıla kıvrıla ilerleyen dağ yolundan Asos'a yaklaştığınızda aşağıdaki manzara sizi karşılıyor.


Diğer pek çok Yunan adasında olduğu gibi Kefalonya'da da pek lüks ve ihtişam beklemeyin. Mütevazi, basit oteller ve pansiyonlar konaklamak için hizmetinizde. Çok az sayıda fiyakalı otel var.

Tekrar Asos'a dönelim. Korunaklı bir koyda bulunan köyün sahili neredeyse bir iç denize bakıyor gibi. Bir öğle vaktinin huzurlu atmosferinde Asos'u aşağıdaki gibi fotoğrafladım.


Koca adada beni en çok etkileyen yer bu küçük köy oldu diyebilirim. Çakıllı sahilinden kendinizi kıpırtısız ve ılık denize rahatça bırakabilirsiniz. Köyün lokanta ve cafe'leri hemen sahilde bulunuyor. Herşey çok doğal, çok abartısız ve ağır bir tempo ile size yaşamı sunuyor.

Sahilden bir görüntü daha. Zamanın yavaş aktığını anlatan bir kare bu, aceleniz varsa buralara sakın gelmeyin!


Bu güzelim köyde akşam vakti olduğunda yemek için 5-6 mekan seçeneği var. Köyün tam ortasında sahile kurulmuş olan restoran benim favorim oldu. Akşam inmeye başladığında birbirinden güzel mezeler eşliğinde uzonuzu yudumlamak için ideal bir mekan burası. Adeta iyi ki yaşıyorum diyeceğiniz bir vaha.

Zeytin ağaçlarının altındaki bir masada gecenin ilerleyen saatlerine kadar sohbetle dolu bir akşam yemeği ile günü bitirmek herhalde olabilecek en güzel kapanış sahnesidir. Ertesi sabah taptaze bir güne uyandığınızda güzellikleri yaşamaya hazırsınızdır.

Asos'un biraz daha kuzeyinde adanın en popüler köşelerinden biri olan Fiskardo yer alıyor. Kefalonya'ya kendi teknenizle geliyorsanız muhtemelen uğramadan edemeyeceğiniz bir yer Fiskardo. Adanın piyasa yeri diyebiliriz burası için.

Fiskardo sahilinden bir görünüm.


Adanın geri kalanına göre daha turistik ve pahalı bir ortam sunuyor size Fiskardo. Pahalı dediysem ada ölçülerine göre demek istiyorum. Yoksa, İstanbul'dan gelen birisi için hiçbir yer yüksek fiyatlı değil.

Fiskardo sahilinde sıralanmış restoranların gün batımında görünümü. Akşam servisi henüz başlamamış, rehavet ve gezinti saatleri.


Hemen doğusunda bulunan İthaka yerine Odesseus'un adası olduğu da düşünülen Kefalonya tarihsel süreçte Romalılar, Bizanslılar, Venedikliler, Osmanlılar, Fransızlar ve İngilizler tarafından yönetilmiş ve 1800'lerin ikinci yarısında Yunanistan'a dahil olmuş. Adada gezdiğinizde bütün bu tarihsel süreçlerin izlerini bulabiliyorsunuz.

Denizin ve güneşin keyfine varmak isterseniz Kefalonya'da pek çok alternatif mevcut. Adanın batısında bulunan Agia Paraskevi plajı zeytin ağaçlarının gölgesinde bir sahil sunuyor size. Plajın saklı bir köşesini aşağıdaki gibi görüntüledim.


Günübirlik deniz keyfi için en uygun yerlerden biri Antisamos kumsalı. Bir parça bizim güney sahillerimizdeki "beach"lere benziyor. Kiraladığınız aracınızla vardığınızda otopark kumsalın hemen arkasında. Kiralık şezlong ve şemsiyelerin doldurduğu sahil güzel bir bar ve cafe'ye sırtını dayamış.

Antisamos sahilinden bir görünüm.


Konforlu bir deniz/kum/güneş günü için güzel bir mekan burası, ancak Kefalonya'da öyle bir kumsal var ki hiçbir yerle kıyas kabul etmez. Myrtos sahili, Karayipler manzaralarını anımsatan toz mermerden oluşmuş bembeyaz kumsalı ve fosforlu turkuaz denizi ile bütün Yunanistan'ın en güzel sahili seçilmiş. Bu muhteşem mekanda denize dalıp yüzdüğünüzde sanki kesintisiz bir gündüz yakamozu bütün denizi aydınlatıyormuş gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Buyurun Myrtos'a.


Bu mekandaki tek büyük sıkıntı hiçbir medeni tesisin olmaması. Bembeyaz kumsaldan yansıyan güneş ışığı sizi şemsiye altında bile kavuruyor ve sığınabileceğiniz doğru dürüst bir gölge yok. Yarım günden fazla durabilmek mümkün değil bu doğa gösterisinde.

Tabii, doğa gösterisi deyince değinilmesi gereken bir yer daha var Kefalonya'da. Melissani gölü adanın doğu sahilinde bir yeraltı mağarasında bulunuyor. Dar bir tünelden yürüyerek ulaştığınız gölde bir sandal turu yapabiliyorsunuz. Asıl ilginç olan ise, gölün yeraldığı mağaranın tavanının önemli bir bölümünün çökmüş olması. Yani bu yeraltı gölünde gökyüzünü görebiliyorsunuz. Işık koşulları aşırı zorlayıcı olduğundan fotoğraf çekmek çok zor bu mekanda.

Olabildiği kadarıyla Melissani gölünün fotoğrafı.


Akdeniz'in bu yeşil adası ziyaretçilerine çok çeşitli güzellikler sunuyor. Adanın tadına varmak için bir araç kiralamak şart. Gezecek, görecek çok yer var ama tek bir yer seçmem gerekse tereddüt etmeden Asos derim. Bu şirin köy çok hoşuma gitti.

Haydi, Asos'tan son bir kare daha koyayım. Akşam inerken köyün sahilinin dingin halinde oynayan küçük kız (Nasıl, küçük kızı göremediniz mi?)


Adalara aşık birisi olarak Kefalonya'yı da beğendim. Doğal olarak, ana karada ve büyük şehirlerde yaşayan herkesin uyum sağlayamayacağı ada zamanı burada da hakim. Benim içinse cazibenin önemli bir bileşeni bu çok yavaş akan ve hatta belirsiz olan zaman kavramı.

Adanın sahilindeki bir otobüs durağı ne demek istediğimi anlatmama yardımcı olur belki.


Buralarda yaşam 21. yüzyıla hiç uymuyor!



Hiç yorum yok: